Yanıklar, yanığın etkenine, şiddetine ve yanan vücut bölgesine göre değişik estetik ve fonksiyonel sorunlara neden olurlar.
Bir ve ikinci derece, pansumanlarla 1-2 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşen yüzeysel yanıklar genellikle dikkat çekici bir iz bırakmaz.
Yanığın iyileşmesini izleyen günlerde yanık alanı çevre deriden farklı renktedir; bu normaldir. Aylar geçtikçe yanık alanı ten rengine dönmeye başlayacaktır. Bu süre zarfında yanık alanını giysi ve güneş kremleri yardımı ile güneşten korumak en önemli konudur. Güneşe maruz kalan taze yanık alanlarında koyu lekelerin oluşma riski çok fazladır.
İki haftadan geç iyileşen derin yanıklar veya deri yaması gerektiren 3. derece yanıklar iz bırakır.
Çevredeki normal deriden daha açık veya koyu yanık alanları en sık görülen iz şeklidir. Bu alanlara zımparalama ve ince deri yaması yöntemi ile daha homojen bir görüntü kazandırmak mümkündür. Ancak, çevre sağlam deri ile birebir renk tonunu tutturmak zordur.
Derin yanıklara bağlı anormal veya kötü yara iyileşmesi (hipertrofik skar ve keloid) sık görülen bir durumdur. Yanık alanları kabarık, sert, kaşıntılı ve zaman zaman ağrılı olabilmektedir. Yara son halini alana dek (1-2 yıl) bası giysileri, silikonlu jeller, kremler, masaj vb. yöntemlerle yara yumuşatılmaya çalışılır.
Yanıklı alanın büyüklüğüne göre zımparalama ve deri yaması veya doku genişletme yöntemleri kullanılabilir.
Yanık nedbesi (skarı) parmak, bilek, diz, omuz vb eklemlerin hareketini kısıtlayacak biçimde çekmelere neden olabilir. Ameliyatla yanık nedbeleri gevşetilir ve eklemlerin hareket etmesi sağlanır.
Saçlı deri, kaş ve sakal gibi kıllı alanların derin yanıklarında kılsız alanlar oluşur. Kılsız alanlar ameliyatla çıkarıldıktan sonra doku genişletme veya doku aktarım yöntemleri ile bu alanlar kapatılır.